Cafeyi açtığımızdan beri beynimin en dip köşesinde ara ara gün ışığına çıkmaya çalışan bir soru vardı. Hamile kalırsam bu kadar yemeğin içinde ne yapacağım?!! Bunun nedeni küçüklüğümden beri hassas bir mideye sahip olmamdı. Araba tutar, koku bozar, yanımda biri kussa ben de kusarım, gözüm yaşarır vs. Hamile olduğumu öğrendiğim ilk hafta yaşadığım iki mide bulantısı da moralimi çok bozmuştu. Patates haşlarken ve yumurta yerken çıkarmıştım. O hafta sonu böyle olursa ben çalışamam deyip durmuş, çok üzülmüştüm. Meğer tüm o çıkarmalar o ara etrafta dolaşan basit bir virüsten kaynaklanmış. O haftadan doğum yaptığım haftaya kadar sabah 7 akşam 7 cafemin başındaydım. Hem de ne başında olma... Karnımın büyümesi bile dolapların altına eğilip tencereleri tavaları almama, siparişin en yoğun saatlerinde oradan oraya koşturmama engel değildi. Müşterilerim son zamanlarıma doğru Neyir farkında mısın burada doğuracaksın diyorlardı, olsun beraber gideriz hastaneye diye cevap veriyordum. Şimdi düşünüyorum da iyiki öyle yapmışım, çok rahat çok da keyifli geçirdim. Yine olsa yine aynısını yaparım.
Böyle rahat hamilelikte doktorun da rahat olması çok önemli bence. Benim doktoruma 7 aylık hamileyken utana sıkıla ya biz 3 günlüğüne tatile gitmeyi düşünüyoruz demiştim. Nereye nasıl diye sormadan istersen Çin'e git demişti. Yasemin hanım arabayla gideceğiz dediğimde ise araba, uçak neyle gidiyorsan git demişti.
28 Aralık 2012 Cuma
14 Aralık 2012 Cuma
Sebze Çorbası
Hem evde hem de cafede severek tükettiğimiz bir çorbamızın tarifiyle karşınızdayım. Çok sağlıklı ve lezzetli olacağının garantisini verebilirim.
İşte malzemelerimiz;
Yarım kilo brokoli,
1 orta boy kereviz,
1 orta boy kabak,
1 orta boy patates,
1 orta boy havuç,
1 orta boy kuru soğan,
2 diş sarımsak,
2 su bardağı süt
Tuz,
Karabiber,
Pul biber
Dolabımda bu sebzeler vardı, onları kullanarak yaptım. Eğer isterseniz farklı kombinasyonlar da yapabilirsiniz. Dikkat ettiyseniz yağ kullanmıyorum, isteğe bağlı olarak 2-3 yemek kaşığı sıvı yağ eklenebilir.
Gelelim yapılışına,
Sebzeleri yıkayıp ayıkladıktan sonra iri iri doğrayıp derin çorba tenceremize koyuyoruz. Üstlerini örtecek kadar su ilave edip pişirmeye başlıyoruz. Benim buzlukta kendi yaptığım etsu tabletlerim vardı, lezzet vermesi için bir tane koydum.
Sebzelerin pişip pişmediğini havuçlardan kontrol ediyorum. Eğer yumuşamışsa çorbam mutlu sona yaklaşmış demektir.
İçine iki bardak süt, damak tadımıza göre tuz, karabiber ve pul biberi de ekleyip el blender'ından geçiriyoruz.
Afiyet olsun!
11 Aralık 2012 Salı
24 Kitchen 12.12.12'de yayında!
Yaşasın yaşasın laylaylayy laalaaaa! Uzun zamandır büyük bir hevesle beklediğim kanal yarın yayında olacak. 24 Kitchen; Jamie Oliver, Rudolph van Veen, Sophie Dahl, Lorraine Pascale, Bill Granger ve daha birçok yemek üstadının ekran başında birbirinden nefis lezzetler yapacakları ve bize de ilham verecekleri bir kanal olacak. İlk olarak Amsterdam'da yayına giren ve gösterdiği başarı üzerine dünyada diğer ülkelerde de yayınlanmaya başlayan kanal, dinamikliği ve renkli görüntülerinin yanı sıra sağlıklı ve pratik yemekleriyle de ön plana çıkıyor.
Yemek tutkunlarına bir güzel haber daha; öncelikle dünyaca ünlü aşçılara yer verecek olan kanal, ilerleyen günlerde Türk şeflerimizle hazırlanacak olan yerel programları da beğenimize sunacakmış.
Her mutlu olduğunda veya canı sıkkın olduğunda kendini mutfağa atan benim gibiler için harika bir fırsat olacak. Şimdiden kağıdı kalemi hazırladım. Her gördüğüm yemeği, içeceği, tatlıyı veya tuzluyu vs. yapmayı planlıyorum. Lalalaaaa laaaaalaaaaa!!!
Yemek tutkunlarına bir güzel haber daha; öncelikle dünyaca ünlü aşçılara yer verecek olan kanal, ilerleyen günlerde Türk şeflerimizle hazırlanacak olan yerel programları da beğenimize sunacakmış.
Her mutlu olduğunda veya canı sıkkın olduğunda kendini mutfağa atan benim gibiler için harika bir fırsat olacak. Şimdiden kağıdı kalemi hazırladım. Her gördüğüm yemeği, içeceği, tatlıyı veya tuzluyu vs. yapmayı planlıyorum. Lalalaaaa laaaaalaaaaa!!!
9 Aralık 2012 Pazar
İspanyol Omleti
Bugünkü mutfak köşemizin misafiri hafta sonu kahvaltılarının en güzel lezzetlerinden "İspanyol Omleti". Aslında yapılışı ve tadı bizim patatesli omletimize benziyor ancak içinde ilave olarak kuru soğan var.
Gelelim hazırlanmasına;
Bir orta boy kuru soğanı piyazlık doğrayalım ve önceden ısıttığımız ve zeytinyağı koyduğumuz tavada altın rengi olana kadar kavuralım. Bir orta boy patatesi, kabuklarını soyup, halka halka doğrayalım. Çabuk pişmesini sağlamak için kalın olmamasına dikkat edelim. Doğradığımız patatesleri soğanların içine koyalım, bir çay bardağı sıcak su, ceviz büyüklüğünde tereyağını da ekleyelim ve tavanın ağzını kapatıp pişmeye bırakalım.
Patateslerin pişmesine yakın, bir kaseye 3 yumurtayı kıralım. Güzel omlet yapmanın sırrını da burada vereyim, tüm omletler için kullanabilirsiniz. Yumurtaların içine biraz süt ve sarılarının üzerine birer çimdik tuz ekleyelim, beyazlarla sarılar çok karışmayacak şekilde havalandırarak çırpalım. Pişen patatesleri yumurtaların içine dökelim, içine karabiber, pul biber ve kekik ekleyerek lezzetlendirelim.
Isıttığımız tavamıza yumurta karışımını eklemeden önce, birkaç patatesi bir kenara ayıralım ve omletimizi pişirmeye başlayalım. Önce bir yüzünü:
Gelelim hazırlanmasına;
Bir orta boy kuru soğanı piyazlık doğrayalım ve önceden ısıttığımız ve zeytinyağı koyduğumuz tavada altın rengi olana kadar kavuralım. Bir orta boy patatesi, kabuklarını soyup, halka halka doğrayalım. Çabuk pişmesini sağlamak için kalın olmamasına dikkat edelim. Doğradığımız patatesleri soğanların içine koyalım, bir çay bardağı sıcak su, ceviz büyüklüğünde tereyağını da ekleyelim ve tavanın ağzını kapatıp pişmeye bırakalım.
Patateslerin pişmesine yakın, bir kaseye 3 yumurtayı kıralım. Güzel omlet yapmanın sırrını da burada vereyim, tüm omletler için kullanabilirsiniz. Yumurtaların içine biraz süt ve sarılarının üzerine birer çimdik tuz ekleyelim, beyazlarla sarılar çok karışmayacak şekilde havalandırarak çırpalım. Pişen patatesleri yumurtaların içine dökelim, içine karabiber, pul biber ve kekik ekleyerek lezzetlendirelim.
Isıttığımız tavamıza yumurta karışımını eklemeden önce, birkaç patatesi bir kenara ayıralım ve omletimizi pişirmeye başlayalım. Önce bir yüzünü:
Sonra diğer yüzünü güzelce kızartalım.
Ayırdığımız patatesleri de ocağın altını kapatmadan omletimizin ortasına yerleştirelim, biraz daha pişirelim..
İşte İspanyol omletimiz hazır, isterseniz servis yaparken maydanozla da süsleyebilirsiniz.
Afiyet olsun!
6 Aralık 2012 Perşembe
Sebzeli Misket Köfte
Çok sevdiğim yemeklerden biri domates soslu sebzeli misket köfte. Yapımı hem çok uzun sürmüyor, hem de çok pratik ve lezzetli oluyor.
Gelelim yapılışına;
Yarım kilo kıymayı, 1 büyük soğan, 2 dilim bayat ekmeğin içi, istediğiniz kadar tuz, karabiber, kimyonla güzelce yoğurun. Vaktiniz varsa dinlenmesi için buzdolabında birkaç saat bekletin.
Yarım kutu konserve bezelyeyi (varsa taze bezelye çok daha güzel olacaktır.) önceden ısıttığınız ve biraz sıvı yağ koyduğunuz tavada bir süre pişirin. İçine, bir diş sarımsak ve yıkayıp süzdüğünüz bir kutu konserve mısırı ekleyin. İki büyük domatesi iri iri doğrayıp tavaya ekleyin ve domatesler suyunu verip tekrar çekene kadar pişirin.
Dinlenen kıymayı dolaptan çıkarın ve iri misketler boyunda yuvarlak toplar yapın. Tavada sallaya sallaya kızartın. Hazırladığınız sebzeli sosla karıştırın ve bir bardak sıcak su ilave ederek 15 dakika daha kısık ateşte pişirin. Ben arada kontrol edip eğer suyu çok azalmışsa biraz daha su ilave ediyorum, yemeğin çok kuru olmasını sevmiyorum.
Yanında garnitür olarak beyaz pilav ve bol salatayla çok güzel oluyor.
Afiyet olsun!
3 Aralık 2012 Pazartesi
19.07.2012
Zeynep, değerli taşlarla birlikte babasının süsü anlamına da geliyor.
Lal ise aşk...
Uykumun son demlerinde, yüzü gözümün önüne geliyor, derin bir nefes alıyorum, işte kokusu burnumda, uyanıyorum, yatağına uzanıyorum, elini tutuyorum, yavaş yavaş aralıyor gözlerini, uykulu gözleriyle yaşasın der gibi sessiz bir kahkaha atıyor, eriyorum, bitiyorum, öpüyorum öpüyorum. Dokuz ay boyunca elim karnımda dolaşarak beklediğim, sürekli konuştuğum, değişik isimler taktığım bebeğim artık benimle, bizimle...
Kolay değildi ilk başta, hiç bilmediğim, bilmeyi bırak duymadığım bir dilde konuşan ve 24 saat yanımda olan bir insan geldi hayatıma. Kimi zaman bilemedim ne istediğini: gazı mı var, karnı mı aç, altı mı kirlendi yoksa sadece sevilmek mi istiyor anlayamadım. Sabredelim, biz nasıl büyümüşüz, elbette birbirimizi anlamaya başlayacağız dedik ve hareketlerini daha dikkatli izlemeye başladık. Bu sürede çok kitap okuduk ama en iyi kitap içgüdü kitabıymış onu öğrendik. Aman kucağa alışır, çok almayın sözlerini es geçip bol bol sarıldık, sevdik, okşadık. O bizimle mutlu, onun bu dünyada en güvendiği iki insan biziz, bizden başka kimi var dedik yine sarıldık yine öptük... En uykusuz kaldığımız gecelerde bile enerjimizi yüksek tutup hepsi geçecek dedik.
Her gün bir öncekinden daha güzel olacak demişti bir tanıdığımız, tam da öyle oldu. 3 aylıkken değişti her şey, uyutmayan gaz sancıları bir anda kesildi. Kendi kendine oyuncaklarıyla vakit geçiren, dışarı çıkmak için heyecanlanan, etrafı seyreden, meraklı gözleriyle insanları inceleyen, onlara gülümseyen mutlu bir bebek oldu Zeynep.
Artık 4,5 aylık. Şimdi adımız Cihan tarafından "Bitirim ikili" kondu. Bir arıyor cafede işbaşındayız, bir arıyor yeni kıyafetler, oyuncaklar almak üzere alışverişteyiz. Hafta sonlarımız ise daha da renkli geçiyor, artık arkadaşlarımızla rahat rahat programlar yapabiliyoruz, çünkü Zeynep bize çok güzel ayak uyduruyor. Bu gezmelerin sonunda da güzel bir banyo ve masaj keyfiyle teşekkür ediyoruz ona.
Artık güzel yemeklerin, pastaların ve kurabiyelerin yanında bir de Zeynep Lal olacak cafemizde. Yakın zamanda benimle birlikte gitmeye başlayacak. Heyecanlı günler, mutlu anlar, enfes lezzetler bizi bekler!
Uykumun son demlerinde, yüzü gözümün önüne geliyor, derin bir nefes alıyorum, işte kokusu burnumda, uyanıyorum, yatağına uzanıyorum, elini tutuyorum, yavaş yavaş aralıyor gözlerini, uykulu gözleriyle yaşasın der gibi sessiz bir kahkaha atıyor, eriyorum, bitiyorum, öpüyorum öpüyorum. Dokuz ay boyunca elim karnımda dolaşarak beklediğim, sürekli konuştuğum, değişik isimler taktığım bebeğim artık benimle, bizimle...
Kolay değildi ilk başta, hiç bilmediğim, bilmeyi bırak duymadığım bir dilde konuşan ve 24 saat yanımda olan bir insan geldi hayatıma. Kimi zaman bilemedim ne istediğini: gazı mı var, karnı mı aç, altı mı kirlendi yoksa sadece sevilmek mi istiyor anlayamadım. Sabredelim, biz nasıl büyümüşüz, elbette birbirimizi anlamaya başlayacağız dedik ve hareketlerini daha dikkatli izlemeye başladık. Bu sürede çok kitap okuduk ama en iyi kitap içgüdü kitabıymış onu öğrendik. Aman kucağa alışır, çok almayın sözlerini es geçip bol bol sarıldık, sevdik, okşadık. O bizimle mutlu, onun bu dünyada en güvendiği iki insan biziz, bizden başka kimi var dedik yine sarıldık yine öptük... En uykusuz kaldığımız gecelerde bile enerjimizi yüksek tutup hepsi geçecek dedik.
Her gün bir öncekinden daha güzel olacak demişti bir tanıdığımız, tam da öyle oldu. 3 aylıkken değişti her şey, uyutmayan gaz sancıları bir anda kesildi. Kendi kendine oyuncaklarıyla vakit geçiren, dışarı çıkmak için heyecanlanan, etrafı seyreden, meraklı gözleriyle insanları inceleyen, onlara gülümseyen mutlu bir bebek oldu Zeynep.
Artık 4,5 aylık. Şimdi adımız Cihan tarafından "Bitirim ikili" kondu. Bir arıyor cafede işbaşındayız, bir arıyor yeni kıyafetler, oyuncaklar almak üzere alışverişteyiz. Hafta sonlarımız ise daha da renkli geçiyor, artık arkadaşlarımızla rahat rahat programlar yapabiliyoruz, çünkü Zeynep bize çok güzel ayak uyduruyor. Bu gezmelerin sonunda da güzel bir banyo ve masaj keyfiyle teşekkür ediyoruz ona.
Artık güzel yemeklerin, pastaların ve kurabiyelerin yanında bir de Zeynep Lal olacak cafemizde. Yakın zamanda benimle birlikte gitmeye başlayacak. Heyecanlı günler, mutlu anlar, enfes lezzetler bizi bekler!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)