23 Ocak 2013 Çarşamba

Ballı Hardallı Tavuk

























Güzel ve mutlu sofralarınıza mükemmel bir lezzetle konuk olmaktan gurur duyarım. İşte bir yiyenin bir daha yemek isteyeceği nefis bir tavuk tarifi... Tatammmm...

Malzemeler:
6 parça kemiksiz tavuk but ızgara,
1 limonun suyu,
2 yemek kaşığı zeytinyağı,
Bir dal taze biberiye,
1 yemek kaşığı bal,
1 yemek kaşığı hardal,
Tuz ve karabiber

Yapılışı:
Derin bir kaseye bir yemek kaşığı zeytinyağı, bir limonun suyu, biberiye, tuz ve karabiberi koyalım. İçine tavukları ekledikten sonra her tarafına yedirebilmek için güzelce masaj yapıp, 2-3 saat buzdolabında bekletelim. Buzdolabından çıkardıktan sonra mümkünse 10-15 dakika oda sıcaklığına dönmesini bekleyelim. 
Fırını 190 dereceye ayarlayıp tavukları 30-35 dakika pişirelim. Süre sonunda tavukları fırından çıkarıp hepsini tek tek ters çevirip, 10-15 dakika daha pişirin. 
Bir kasede hardal, bal ve kalan  bir yemek kaşığı zeytinyağını karıştıralım. Tavukların üstüne bir fırça yardımıyla sürelim. Fırının ızgara bölümünü açarak tavukların üstü kızarıp en çekici rengi alana kadar bekletelim. 
Tabağımıza özenle yerleştirip bu nefis lezzetin keyfine varalım.
Sevgiler!

18 Ocak 2013 Cuma

Mantarlı Sebze Çorbası




Hani bazen buzdolabımızda tek tek sebzeler kalır da ne yapacağımızı bilemeyiz ya, işte bu çorba bize, onları değerlendirmek için harika bir fırsat sunuyor.
Malzemeler;
Yarım çay bardağı zeytinyağı,
400 gram mantar,
1 adet orta boy soğan,
1 büyük diş sarmısak,
1 adet kabak,
1 adet havuç,
1 adet patates,
1 adet kırmızı biber,
Yarım demet dereotu,
2 yemek kaşığı un,
1 su bardağı süt,
Tuz ve karabiber
Öncelikle tenceremize zeytinyağını koyup biraz ısıtıp, yemeklik doğradığımız soğanı altın rengine olana kadar kavuruyoruz. Çok küçük olmayacak şekilde doğradığımız mantar ve rendelediğimiz sarımsağı da içine ilave edip mantarlar suyunu verip tekrar çekene kadar pişiriyoruz. Küp küp doğradığımız havuç ve kabağı da ilave edip biraz yumuşadıktan sonra yine küp küp doğradığımız patates ve kırmızı biberimizi de ekliyoruz. Bundan sonra istersek 2 litre su ve bir etsu tablet, istersek de 2 litre etsuyunu ilave ediyoruz. Tuzunu ve karabiberini de damak zevkimize göre ayarladıktan sonra sebzeler yumuşayana kadar pişiriyoruz. Bir kasede unumuzu biraz sıcak suyla açarak yavaş yavaş çorbamıza ilave ediyoruz. En son sütü ekleyip beş dakika sonra ocaktan alıyoruz. 
Ben dereotunun yemyeşil kalmasını çok seviyorum dolayısıyla pişerken içine koymak yerine  servis anında çorbaya koymayı tercih ediyorum.
Lezzeti kadar görüntüsü de çok güzel olan çorbamızı afiyetle yiyoruz.
Not: Sebzeleri ezilene kadar pişirmemenizi tavsiye ederim. Hem renkleri canlılığını kaybediyor hem de lezzet olarak hepsi gereksiz yere birbirine karışmış oluyor. O yüzden yiyebileceğinizi hissettiğiniz en sert durumlarında çorbanızı ocaktan alın.

14 Ocak 2013 Pazartesi

Balkabağı Çorbası

Bu aralar favorim balkabağı.. Kimi zaman kekimin içinde, kimi zaman pastamın kremasında, kimi zaman geleneksel tatlısında, kimi zaman da cheesecake üstünde yerini alıyor. Bir değişiklik yapıp hadi bu sefer de tuzlu olarak kullanayım dedim ve çorbasını yaptım. Sonuç; mükemmel...
Malzemeler (8 kişilik) :
1 kg balkabağı,
1 orta boy kuru soğan,
1 orta boy patates,
1 diş sarımsak,
50 gram tereyağı,
1,5  litre et suyu,
2 bardak süt,
Yıldız anason, muskat rendesi,
Tuz, karabiber
Tereyağını eritip, soğanı dörde bölüp tencereye koyuyoruz. Biraz çevirip, irice doğradığımız patatesi ilave ediyoruz. Soğanın rengi sarıya dönmeye başlayınca yine irice doğradığımız kabaklarımızla sarımsağı ekliyor ve 3-5 dakika kadar kavuruyoruz. Sıcak et suyunu (yoksa su ve bir etsu tablet de olur), yıldız anasonu, yarım çay kaşığı muskat rendesini, istediğiniz kadar tuz ve karabiberi de ilave edip sebzeler yumuşayana kadar pişiriyoruz. 
Piştikten sonra sütümüzü ilave ederken yıldız anasonu tencereden çıkarıyoruz. Blenderdan geçirip servise hazır hale getirmek üzere tabağımıza koyuyoruz. Dilerseniz fotoğrafta yaptığım gibi bir tatlı kaşığı kremayla da süsleyip ikram edebilirsiniz.
Afiyet olsun!

9 Ocak 2013 Çarşamba

Çikolatalı Portakallı Kek



Dün dışarıda lapa lapa kar yağarken, henüz cafeye gidemezken ve Zeynep uslu uslu uyurken yapabileceğim en güzel şey nedir diye bir düşündüm... Biraz internette dolanarak, biraz  da tariflerimi karıştırarak bu soğuk günlerde yaparken en çok keyif alacağım şeyi buldum. 

Eritilmiş çikolatalı portakallı kek...
İşte malzemeler;
50 gr tereyağı
4 yumurta
Yarım su bardağı şeker
Yarım su bardağı sıvıyağ
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
tuz
1,5 su bardağı un
1 yemek kaşığı nişasta
1 su bardağı yoğurt (ben süzme yoğurt kullandım)
250 gr sütlü çikolata (80 gramlık 2 adet sütlü ve 1 adet bitter çikolata kullandım)
1 su bardağı krema
1 portakal kabuğu rendesi ve suyu
Hazırlanışı
Öncelikle çikolatayı benmari usulü eritip içine kremayı ve portakal kabuklarını koyuyoruz. Kaynama noktasına gelince ocaktan alıyoruz. Bir kenarda ılıması için bekletiyoruz.



Klasik kek hamuru hazırlar gibi yumurta ve şekeri güzelce çırpıyoruz. Şekerin eridiğinden iyice emin olduktan sonra içine vanilya ve tuzu da ilave edip biraz daha çırpıyoruz. Sıvıyağ ve tereyağı da ekleyip karıştırdıktan sonra yoğurt ve portakal suyunu ilave ediyoruz. Un, nişasta ve kabartma tozunu mutlaka eleyerek sıvı karışıma ekliyoruz. Kek karışımından 3-4 yemek kaşığı ayırıp, kalan kısmı yağlanmış ve unlanmış kek kalıbına döküyoruz. 

Çikolatalı karışımı ayırdığımız diğer karışımla karıştırıp kalıba döküyoruz. Spatula ile alttan yukarı doğru yavaşça karıştırıp önceden ısıtılmış 175 derecedeki fırında  35-40 dakika pişiriyoruz.



Hafif ıslak kek tadında ama yoğun çikolata ve portakal aromasında mükemmel kekimizi servise sunuyoruz.



4 Ocak 2013 Cuma

Yeni bir yıldan merhaba!

Bu seneki yılbaşı kutlamamızda değişik birşeyler yapalım diye düşündük ve Osmanlı temasında karar kıldık. Günler öncesinden bir telaş aldı bizi.  Evimizin dekorundan masa düzenine, yemeklerden kıyafetlerimize kadar yoğun bir tempoda hazırlandık. 
Menümüz konusunda çok titiz bir çalışma yaptım. Osmanlı mezelerinden en lezzetlilerini geleneksel yılbaşı mezeleriyle birleştirdim. Tatlılar konusunda ise kızlarla ortak bir çalışma yaparak nefis lezzetleri Hünkarların beğenisine sunduk :) 
Nazlıhatun, gavurdağı, şakşuka, havuç tarator, yaprak sarması, barbunya ve yoğurtlu pancar salatasıyla başlayan güzel gecemiz, ana yemeğin ortaya gelmesiyle zirveye ulaştı. Bu geceye özel olarak temin ettiğim antika sayılabilecek büyük bakır pilav tabağının ortasına kayısılı pilavımı, etrafına da fırında pişirdiğim etimizi ve yine fırında pişirdiğim-çok yakında tarifini vereceğim- taze patateslerimizi özenle dizerek görsel bir şölene imza attım :)